SubConv created subtitle

Tom, gelebilmene sevindim.

Bunu dünyada kaçırmam.

 

{y:i}Ulusal Meteoroloji Enstitüsü,
{y:i}burası NASA Merkezi.

{y:i}Gulf-001 uydusunun kontrolünü
{y:i}transfer ediyoruz.

{y:i}Altı...

{y:i}beş... dört...

Yetkili kodunu girin.

 

Güncel giriş kodunu girin.
Yüzbaşı Trilling ve Gilder...

 

Artık bizim.

 

Bilginize...

Gulf-001 uydusunu aldık, teşekkürler Houston.

 

Bakalım neler yapabiliyor.

 

Gözlem fonksiyonlarını harekete geçiriyorum.

 

İkinci dereceye ayarlıyorum.

 

Burada ne varmış böyle?

Jim, kaldır şunu.

 

Aman Tanrım, sırt üstü dönüyor!

 

Görüntüyü büyütsene.

 

Yüce Tanrım, inanamıyorum!

 

Lanet olası şey işe yarıyor.

 

Şu Travis Dane yok mu!

Eğer yaptığı optik devreler bu kadar iyi
çalışıyorsa, hedefleme sistemi inanılmaz olmalı.

Dane buna bayılırdı.

NASA bunun bir meteoroloji uydusu
olduğunu sanıyor.

 

Peki, silah kontrolü yapın.

 

Bu, meclisin sandığı gibi
bir para kaybı değilmiş.

Meclisin bir şey bilmemesi
kimseye zarar getirmez.

Sizi rahatsız eden bir şey mi var?

Yazık, Dane bugün aramızda değil.

Travis Dane bir deliydi.

Adam arabasını göle yuvarladı.

Resmen deliydi.

Ceset hala yok.

Hayır, sadece araba çıktı.

Bir de not: ''Şans, hazırlıklı kafadan yanadır.''

Tuhaf, değil mi?

 

Ama Dane de tuhaftı.

 

İkiniz de çok iyi iş çıkardınız.

Kendinizle gurur duyun.

 

İyi tatiller.

Sağ olun Generalim.

Sizinle biraz konuşabilir miyim? İzninizle.

İyi tatiller.

 

Evinize gidin.

 

Bu hafta sonu Hava Kuvvetleri Akademisi'nde
uçak gösterisi var.

Belki bana katılır, bir içki içersin dedim.

 

Yeni teknolojileri inceleriz.

 

Üst düzey yetkililerin hepsi orada olacak.
Kim bilir...

belki kariyerin ilerler.

 

Üzgünüm. Önceden plan yapmıştım.

 

Evet tabii, anlıyorum.

Neyse, Generalin dediği gibi...

 

iyi iş çıkardın.

 

Sağ olun...

 

efendim.

 

Hadi, geç kalıyorsun.

 

Hangi cehennemde kaldın?

 

Özel bir göreve falan mı çıktın?

 

Teğmenim, bu büyük bir şereftir.

Biliyorum, söyleyemezsin.

 

Ağabeyin için çok üzüldüm.

Evet, ben de.

 

Trene yetişmek istiyorsan hemen çıksak
iyi olur. 45 dakika sonra kalkıyor.

 

Neden Kaliforniya'ya trenle gidiyorsunuz ki?

Ailen uçak kazasında ölse, uçağa biner miydin?

Merhaba Casey.

 

Sen buradayken işler daha iyi yürüyor.
Yani ben de işletebiliyorum ama...

Ama yemek yapamıyorsun.

Ama müşteriler senin için geliyor,
benim için değil.

 

Tatlı bir kız.

 

-Yeğenin o mu?
-Ailemden geriye bir tek o kaldı.

 

Onu tanıyabileceğimden bile emin değilim.

 

Hadi Casey, treni kaçıracağız.

 

Ağabeyimin cenazesini kaçırdım...

bu yüzden treni kaçırmayacağım.

 

{y:i}Lütfen dikkat.

{y:i}Denver'dan Los Angeles'a gidecek
{y:i}Grand Continental treni kalkışa hazırdır.

 

Sarah Ryback bilet aldı mı?

Casey Amca.

 

Seni görmek çok güzel.

 

Çok büyümüşsün.

Beş yılda pek çok şey olabiliyor.

 

Bir dakika bekleyin.

Neler yapıyorsun?

 

Uçak kazalarını atlatmak,
cenaze işleri, öyle şeyler.

Evet, şey...

 

Buyurun Bay Ryback,
üçüncü perondan kalkıyor.

 

Biliyor musun, düşündüm de...

 

senin oyuncak ayı koleksiyonu yaptığını
hatırlayıp bir ayı aldım.

Bu tabii sendeki ayıcıklara benzemez.

 

Yani tabii sen artık...

ayıcıklarla oynamak için büyüdün ama...

 

önemli olan düşünmektir.

Sağ ol.

 

Bu işlere alışkın değilim galiba.

 

Bakar mısınız...

 

Çantalarınızı taşıyayım mı? Ne güzel...

 

madalyonunuz var öyle.

Bu Donanma Madalyası.

Amcam da denizciydi,
ama senin kadar güzel değildi.

-O elindeki ne?
-Bu mu?

Bu göz yaşı spreyi.

Dinle, iş yapıyor gibi görünmeliyim.
Bu yüzden çantanı taşımama izin ver.

Çantanı taşımazsam, kovulabilirim.

Kovulursam da param olmaz,
okul paramı ödeyemem, fakir ve işsiz kalırım.

 

Bu iyi işte. Bunu sevdim.

Hangi kompartımandayım demiştin?

 

Benim kompartımanımda.

 

Yüzbaşı Gilder...

sizi burada görmek ne güzel.

 

Bir kadeh şampanya alın Yüzbaşı Trilling.

 

Dur! Sabreden derviş muradına ermiş.

 

Tamam, yeterince sabrettin.

 

{y:i}Colorado Hava Üssü,
{y:i}burası helikopter Whiskey Bravo...

 

Kımıldamayın!

 

Şurada oturan kızın
ne içtiğini merak ediyordum.

 

Yani sahte kimliği olduğu için
tonik içen kız mı?

Ta kendisi.

 

-İçki içmiyor musun?
-Hayır.

 

Bana katılsana, yalnız içmekten nefret ederim.

Onun içinde alkol yok ki.

 

Zaten her şeyi hemen anlarsın.

 

Şöyle zevkli bir sohbet edebilir miyiz dersin?

Tabii.

 

Neden babamla küstüğünüzü konuşalım.

 

Dinle...

babanla sorunlarımız vardı...

 

ama bu onu sevmediğim anlamına gelmez.

Ama konuşmuyordunuz bile.

 

Zaman geçer...

 

üstelik hızlı geçer, sen farkına varmadan...

 

pek çok şey olabilir.

 

Ama hiçbir zaman...

 

onunla barışma şansımızın olmayacağı
aklıma gelmezdi.

 

Biliyorsun...

baban o madalyaları askerde
masumca işlerle kazanmadı.

 

Babamdan bu şekilde bahsetmeni istemiyorum.

 

Bir içkiye ihtiyacım var.

 

Elinizdeki en sert içki nedir?

 

Porto Riko romuna ne dersiniz?

 

Casey Amca...

 

Kavga etmek istemiyorum.

 

Buraya gelirken sana hissettiklerimi
söyleyeceğime dair kendime söz vermiştim.

 

Ama artık...

dost olalım.

 

Peki.

 

Ben yürüyüşe çıkıyorum.

 

-Selam.
-Orada ne var?

Çok gizli. Tren güvenliği,
bakmana izin veremem.

Ne var?

Yapma, canını yakabilirim,
biraz vücut çalıştım da.

 

Bunu yapmam çok kolay olur.

Peki. Canımı yak.

 

Gerçekten mi?

Evet.

Madem istiyorsun, benim için çok kolay olacak.

 

O dolabın içinde...

görmek istemeyeceğin
bir sürü temizlik malzemesi var.

 

Bunu sana kim öğretti?

11 yaşındayken amcam hep bize gelirdi,
bunları bana o öğretti.

 

O yanındaki adam mı?

 

Evet...

galiba.

 

Bunu ben de yapabilirim.

 

Ne yazıyorsun?

Bir kitap. Anılarımı yazıyorum.

 

Anılarını yazmak için biraz genç değil misin?

 

Kurallara aykırı olduğunu biliyorum,
ama bana sert bir şeyler versene.

Bobby, şunları yukarı gönderir misin?

Tabii.

 

Baksana, senin yeğeninin nesi var öyle?
Resmen Bayan Bruce Lee.

Neredeyse beni öldürüyordu.

 

Geliyor!

 

O hareketleri ona sen mi öğrettin?

 

Bir iki şey öğretmiştim.

Kız olduğuna dua etsin.

 

Çünkü ben de bu işten anlarım.

Evet, öyle duydum.

Zaten hep öyle derler ya.

 

Ona konyak vermeyin,
çünkü onu pasta yaparken kullanacağım.

 

Şuna bakın.

Tren sallandığı için şimdi pek iyi yapamıyorum.

Bunu Sarah için yapıyorum,
çünkü en sevdiği pastadır.

 

Yüksek ısıda 15 dakika.

 

Gerisi Tanrıya kaldı.

Şimdi gidip Sarah'yı bul.
Ona sürpriz yapacağız.

 

Bu da neydi?

Bunun adı canım...

 

orgazm.

Torpido sesi gibiydi.
Karanlık bölgedeyiz galiba.

 

Bu da ne böyle?

 

Bunlar bizimkiler değil.

 

Sorun nedir?

Neler oluyor çocuklar?

Biri vuruldu.

Nerede?

Burada.

 

Lokomotif tamam.

 

Tamam, herkes iş başına! Dört dakikanız var.

 

Herkes trenin arka tarafına!
Bir daha söyletmeyin!

 

Hadi millet, merdivenlerden çıkın! Acele edin!

 

Sustur şu çocuğu kadın! Hadi bakalım!

 

Yürü!

 

Ne bu? Başka bir şey var mı? Şimdi defol!

 

Bagaj vagonunun kapısını açın!

 

Bagajlara bakın.

 

Bagajlara bakıldı.

 

Başka kahraman olmak isteyen?

 

Yemek vagonunda sorun çıktı,
bir kaybımız var.

 

Yere yatın!

 

Dört aşçı öldü.

{y:i}Anlaşıldı. Temizliğe devam edin.

 

20 saniye sonra kalkıyoruz.

 

İşte bu işlere alışkınım.

 

Aman Tanrım.

Dane?

 

Demek buradasınız.

 

Sizi bulmayı umacakları son yerde.

İnanılmaz.

 

Üzerinize bir şey alın.

 

Oturun yüzbaşılar.

 

Öldüğünü söylemişlerdi.

Evet, huzur içindeydim.

Arayan soran yoktu.

 

İkiniz çok yaramazlık ettiniz.

 

ATAC'ın çalışanların ilişkiye girmemesi
konusunda katı kuralları vardır.

Bu yüzden mi buradasın yani?

Evet, tabii. Kendimi ölmüş gösterip
bir yolcu trenini kaçırdım...

çünkü kiminle düzüştüğünüz
beni çok ilgilendiriyor.

Hayır. Sadece başka hangi kuralları
çiğneyebilirsiniz diye merak ediyorum.

Konuşma yayını için her şey hazır.

Bir yere ayrılmayın.

 

İyi akşamlar bayanlar baylar.
Kaptanınız konuşuyor.

Bu akşamki yolculuk planlarınızda
küçük bir değişiklik oldu.

{y:i}Farkındaysanız kendi iyiliğiniz için,
{y:i}son iki vagonda...

{y:i}toplanmak zorunda bırakıldınız.

{y:i}Öncelikle dikkatinizi vagonlarda bulunan,
{y:i}çok iyi eğitimli...

{y:i}otomatik silahlı adamlara çekmek isterim.

{y:i}Acil bir durum söz konusu olduğunda,
{y:i}onlara sizi vurmaları emri verilebilir.

 

{y:i}Sizin güvenliğiniz bizim için çok önemli.

 

{y:i}Ama yine de aptalca bir şey yaparsanız...

{y:i}federal kanunlar sizi öldürmemi gerektiriyor.

Bu adam deli.

{y:i}Bu yüzden lütfen...

{y:i}kahramanlık yapmayın.

 

Giriş kodu lütfen.

Kodu...

sana asla vermem.

 

Çıkardığımız psikolojik profilin
vereceğini söylüyor.

Ama yine de eğer bu araştırmayı
çürütmek niyetindeysen...

arkana yaslan ve akkor halinde bir iğne...

dünyanın en güzel gözlerinden birine girince
neler olur gözlemle.

İğnenin ucu, gözün iris tabakasından
kolayca geçecektir.

Sıcaklık dolayısıyla yara anında dağlanacaktır.

Ama aletimiz, göz yuvarının içindeki sıvıya...

ısı vermeye devam edecektir.

 

Böylece gözün içindeki sıvı kaynamaya başlar...

ve gözün kendisi...

sonunda patlar.

 

J-B-N-1 ...

 

2-1 .

 

Kodu kullanamaz.

 

Bunu neden yaptığını sanıyorsun?

 

Çünkü o deli.

Bu konuyu daha sonra tartışırsınız. Sıradaki!

 

Buna hazır mıyız?

 

Sisteme giremezsin.
Dört farklı koruma kalkanı var.

Sisteme girebilse bile,
kodların aynı anda girilmesi gerekiyor.

 

Burada o kadar güç yok.
ATAC jeneratörlerinin büyüklüklerini gördün.

 

Tanrı aşkına, bu mümkün değil!

Bunu biliyorsun!

Artık kodlar değişti! Onları kullanamazsın!

Hiçbir işine yaramaz! Kullanamaz!

 

Tanrı aşkına, lütfen, ona kodu ver!
Ona kodu ver!

 

E-U-l...

4-7-6.

 

Grazer'ı icat etmekle kalmadım,
onu güncelleştirdim de.

ATAC'ın farkında bile olmadığı
elektromanyetik tayfı kullanabiliyor artık.

O da ne öyle?

 

Hareket halinde olduğumuz sürece
sinyal tamamen görünmez olacak.

Gördüğünüz gibi bir çuf çuftayız.

Altı saat boyunca durmak yok.

 

ATAC bu teknolojiyi ele geçirmek için
cinayet bile işler.

Hatta...

 

bunu deneyeceklerinden eminim.

 

Su altında ve yeraltında da çok iyi çalışıyor.

 

Sistemi tasarlamakla kalmadım...

koruma kalkanlarını da tasarladım.

 

Sen ne yapıyorsun Dane?

 

ATAC'ın sistemlerine giriyorum.

 

Şimdi...

şunu...

izleyin.

 

Yine benim oldu.

 

Kapa çeneni!

 

Sistemi kilitledik.

 

Bunlar hala burada mı?

Artık onlara ihtiyacım yok. Götürebilirsiniz.

 

Kaldır kıçını salak!

Hadi güzelim.

 

Bu adam delinin teki!
Neler yapabileceğinin farkında mısınız?

Bana çok para veriyor.

Bunu para için mi yapıyorsun?

 

Lanet olsun!

 

300.000 sayfa dolusu kod...

 

ya da 60 dakikalık son derece müstehcen...

sado-mazoşist enteraktif porno.

 

Teknoloji güzellik için de kullanılabilir...

 

aşağılamak için de.

Sistemi harekete geçirene kadar...

ne olacağı hiç belli olmaz.

 

Tanrım, galiba hedefleme kodlarını getirmişim.

 

Her kapının ve pencerenin
kapatılmasını istiyorum. Sımsıkı kapatın.

 

Lanet olsun.

 

Tren elimizde.

Ana tesisat 10 dakika,
telefon hatları ise 2 dakika sonra kesilecek.

Trenin her yanını arıyoruz. İzninle.

 

Vay canına!

 

Evet bayanlar baylar...

partiyi başlatalım.

 

Neler oluyor?

 

Yüzbaşı, hemen rapor verin.

Bir dakika efendim, tarıyorum.

 

Bunu dene.

-Sorun nedir?
-Gitti efendim.

-Ne gitti?
-Grazer 1 .

 

Gitti de ne demek? Hemen ekrana getirin!

Sanki biri onu götürdü.

Nasıl götürebilir ki?

Kimse orada olduğunu bilmiyor.

-Kahrolası şeyi bulun.
-İzi bulunamayacak şekilde tasarlanmıştı.

Ama biz bulmayalım diye değil!

Bütün sistemin iki dakikada
kontrol edilmesini istiyorum.

 

Derhal acil durum alarmı verin.

Acil durum.

Gilder, Trilling ve Tom Breaker'ın
hemen bulunmasını istiyorum!

 

Pekala çocuklar, iş başına!

 

Bay Penn,
ATAC kendi sisteminden çıkartılmış durumda.

Grazer 1 artık tamamen benim kontrolümde.

 

Seni o silahlı pis heriflerden biri sandım.

 

Senin orada ne işin vardı?

Gezinti için çok güzel bir gün. Burada ne var?

Bagaj vagonu, sakın içeri girme.
Beni neredeyse vuracaklardı.

Ne yaptığını sanıyorsun?

Kendini mi öldürteceksin?

Ellerinde otomatik silahlar var!

 

Buraya gel.

-Kesinlikle oraya gelmem.
-Sesimi yükseltmek istemiyorum, buraya gel.

Yatırımcılarımız hatta mı?

Asya ve Ortadoğu'dan müşteriler
beklemede efendim.

Beyler...

bugün nasılsınız? Orada havalar nasıl?
Güneşli ve kumlu mu?

Artık deneme zamanı geldi.

Galiba kaynağı dünyanın dışından olan...

bir depreme inanmakta güçlük çekenleriniz var.

Ama önümüzdeki 10 dakika boyunca
Çin'i çok dikkatli izlemenizi istiyorum.

-Sorun nedir, Tanrı aşkına?
-Sistem bizi kabul etmiyor.

Sistem mi? Sistem de ne demek? Sistem biziz.

-Gilder'la Trilling'den haber yok mu?
-Hala arıyoruz.

Onları da mı kaybettiniz?

İşte burası boku yiyecek.
Guangzhou'da bir gübre fabrikası.

 

Gübre fabrikası mı?

Evet, her yere kaka saçarak
tüm dünyayı şoka sokacağım.

Guangzhou, gübre fabrikası paravanının
ardında aslında bir kimyasal silah fabrikası.

Bunu biliyoruz. Çinliler de bildiğimizi biliyor.

Ama bilmiyormuş gibi yapıyoruz,
Çinliler de bilmiyormuşuz gibi yapıyorlar...

ama farkındalar.

Herkes biliyor.

 

İmdat frenini çekeceğim, kahrolası treni
durduracağım ve buradan defolup gideceğim.

Öleceğim. Ben kahrolası bir hamalım.

Sen de kahrolası bir aşçısın.

Bu konuda bana güvenmelisin, tamam mı?

 

Bu trende bir telefon
ya da iletişim ünitesi var mı?

Lokomotifte bir telsiz
ve aşağıda jetonlu bir telefon var.

 

Yetkilileri aramaya çalışacağım.

Bu arada bütün bavulları ara, bir silah
ya da silah gibi kullanılabilecek bir şey bul.

Bu bavullara dokunacak olursam
işimi kaybederim.

Beni esas ilgilendiren şey...

burada rehin tutulan insanların hayatı.

 

Rehineler.

Onlara bir şey olmasını istemiyorum.

 

Şimdi çok dikkatli izleyin Bay Penn.

Birazdan yapacağım şeyin yanında
Bhopal felaketi kızlar pikniği gibi kalacak.

 

İşte. Döndü.

 

İşte gördünüz mü? Bir şey yok.
Küçük bir aksama. Yanlış alarm.

 

Bu da ne böyle?

Zehirli gaz, kimyasal yangın...

 

160 kilometreye yayılan bir felaket.

Binlerce insan ölecek.

 

Beni dinle ve söylediklerimi yap.

Her şeyi gizli yapacağız.

Bunun anlamını sen de bilirsin herhalde!

 

Güzel.

Şu beyaz ceketi de hemen çıkar.

 

Bana bir daha dokunursan görürsün gününü.

Hedefleme kodları.

-Hedefleme sistemimizi çalıştırdılar.
-Grazer ateşlenecek.

Bu çılgınlık.
Çalışma sisteminde bir bozukluk olmalı.

Başka bir yerden kontrol ediliyor.

 

Tanrım, hedef Çin olarak görünüyor.

 

Olamaz. Çin olamaz!

Nükleer bir yer olamaz.

Neler oluyor?

 

Yüce Tanrım!

Hedefe kilitlenme konumunda.

Tanrı aşkına, biri kapatsın şunu!

{y:i}Beni kovdular.

Her şeyi aldılar.

Ateşlemeye hazırlanıyor.

{y:i}Teknolojinin önemi yok dediler.

Hadi!

Kapatın şunu!

 

Yanıt vermiyor.

Bunu onlar istedi! Görsünler bakalım!

 

ŞANS, HAZIRLIKLI ZİHİNDEN
YANADIR

Tanrım. Bu Dane'in sözüydü.

 

Pentagon'dan Amiral Bates'i arayın.

 

Amiral Bates Colorado'daki uçak gösterisinde.

 

O zaman oradan bulun.

 

Beyler, sizin de gördüğünüz gibi çalışıyor.

 

Bu, bir kerelik bir teklif.

Pentagon'un 60 metre altında
küçücük bir çatlak var ki...

ben bunu kocaman bir yarık yapmak
niyetindeyim.

Onun tam üzerinde
saldırılara dayanıklı bir nükleer reaktör var.

 

Yeterince dayanıklı değil.

 

Pentagon'u...

ve eğer Tanrı...

Allah...

ve tabii rüzgar yardım ederse...

Washington'la birlikte doğu kıyısının
büyük bir kısmını da yok edeceğiz.

 

Fidyesi...

 

bir milyar dolar.

Bir milyar dolar mı?

 

Bir sürü borcum var.

 

Lanet olsun!

Burası da ne böyle?

Al bakalım.

-Bilmiyorum, Meclis de bilmiyor.
-Parasını kim veriyor?

Stan, neler oluyor?

 

Bunun bir meteoroloji uydusu olduğunu
söyleme.

Görüntüyü monitöre getirin.

Geçenlerde, yörüngeye parçacık saçma
teknolojisiyle bir uydu yerleştirdik.

Anlayacağım dilde konuş.

Büyük bir para yiyicisi Amiralim.
Parçacık saçma teknolojisi, depremler için.

Bildiğim kadarıyla o programı kapatmıştık.

 

Projeyi biz finanse ettik.

Breaker, sen...

 

Şimdi bu kahrolası şey çalışıyor mu diyorsun?

O kadar etkili çalışıyor ki...

eğer Los Angeles fay hattını hedeflersek,
15 saniye içinde...

 

Arizona deniz kıyısında bir eyalet olur.

Sorun şu ki, uyduyu başka biri kontrol ediyor.

Onu bulup yok edemiyoruz...

 

dolayısıyla onu durdurabilmiş değiliz.

Aman Tanrım!

 

Ya Çin'deki deprem?

İşe karışmadığımızı ispatlayabiliriz.

Lanet olsun!

Her zamanki gibi.

Tipik CIA saçmalıkları! Kiminle karşı karşıya
olduğumuzun farkında mısınız?

Hayır, ama büyük ihtimalle Travis Dane
diyoruz, yani sistemi icat eden kişi.

-Bizden biri mi?
-Artık değil.

Bir sene önce işten çıkarılmıştı.
Geçen ay sözde intihar etti.

Çok akıllıdır. Aklına koyduğu her şeyi
gerçekleştirebilir, ama çılgının biridir.

Peki ne diye öyle bir manyağı işe aldınız?

Çünkü Amiral...

 

normal insanlar böyle silahlar icat edemez.

 

Sonunda bundan bir ders alsak bari.

 

Pekala, hemen Alarm 3 durumuna geçiyoruz.

Uyduyu ve o aşağılık herifi hemen bulalım!

 

Hat Yok

Elektrik yok.

 

Gizlilik çok önemli, bunun anlamını biliyorsun.

 

Biliyorsun, değil mi?

 

Efendim, müşterilerimizden birinin
özel bir ricası varmış.

Bir uçağı havaya uçurmanızı istiyor.

Söyle ona, bununla uğraşamam.
Ben Pentagon'u havaya uçuracağım.

Ya aramıza katılır ya da arkada kalır.

O özel uçağın içinde adamın eski karısı varmış.

 

Saatte 800 km. hızla giden bir jeti...

yeraltı atışları için tasarlanmış bir silahla
havaya uçurmamızı mı istiyor?

Bunu yaparsak fazladan bir 100 milyon
verecekmiş.

 

Sahi mi?

 

Uçağın radar sinyal numarası var mı?

Şimdi geliyor.

 

Bunu yaparım.

Söyle ona, para hesabımıza yatar yatmaz
eski karısı tarihe karışacak.

Grazer 1 konumunu alıyor.

 

Parayı yatırmak için beş dakikası var.

 

Hat Meşgul

 

Para Zürih'e yatıyor...

yattı!

Güzel. Başlıyoruz.

 

Grazer tekrar iş başında.

-Kilitlendilerse hapı yuttuk demektir.
-Pegasus C takımı ateş menzilinde.

Hazırda B-2 bombası ve iki uydu füzesi var
efendim.

 

Herb, hani aşağıdaki elektriği kesmiştin.

 

Pegasus Grazer 1'e kilitlendi. Emrinizi bekliyor.

Ateş.

 

Ateşlemeden önce vurabilir miyiz?

Ne kadar yavaşlar.

 

-Neden sayım devam ediyor?
-Hala sinyal alıyoruz.

 

Havada deprem oldu.

 

Bu ömrümde gördüğüm en inanılmaz şey.

 

Peki biz neyi vurduk?

 

Bir daha soruyorum,
Grazer 1'i vurmadıysak az önce neyi vurduk?

 

Aşağı git, Herb'e bak.

 

Trenin gürültüsü vericiden silindi.

 

Evet, evi aramak için hazırlanalım.

Dostum, neler oluyor?

-Silahı nereden buldun?
-Sende ne var?

Bir olta, havuz kepçesi ve bu giysiler.

İşe yaramaz herifin tekisin.

Bu bir 45'lik, tamam mı?

 

Sıkı tut, sağ el, sol el,
avuçlarını iyice bastır, tamam mı?

Etrafını kontrol et, önüne, arkana,
sağına soluna her zaman bak.

Hiçbir zaman silahı doğrultmadığın bir yere
bakma, anladın mı?

 

Bu da kim böyle?

Yüce Tanrım!

 

{y:i}O kadar da değil General Cooper,
{y:i}ama mezardan çıktığımı söyleyebiliriz.

{y:i}Hayır, sadece eski dostunuz Travis Dane.

{y:i}Hatırlarsınız, kovduğunuz adam!

 

Ve bahse girerim kendinize
şu soruyu soruyorsunuz...

Biz neyi vurduk?

 

{y:i}Cevap şu...

{y:i}Milli Güvenliğin gerçek anlamda
{y:i}en iyi çalışan, tek işe yarar uydusu...

{y:i}NSP 1'i.

{y:i}Muhtemelen birazdan onları arayıp
{y:i}uyduyu kullanmak isteyecektiniz.

{y:i}Ama onlar da
{y:i}maalesef nerede olduğunu bilmediklerinden...

{y:i}size yardım edemeyecekler.

Yerini saptayabildiniz mi?

Yaklaşıyorum.

{y:i}Son sinyalin nereden geldiğini
{y:i}kabaca bulabilirsiniz.

{y:i}Yani Grazer 1'in muhtemel yerini...

{y:i}saptamak üzere sayılırsınız.

 

{y:i}Sadece sizin için yarattığım...

{y:i}50 hayalet uydunun arasında...

 

{y:i}bir yerlerde gizli.

 

Aşağılık herif gitmiş.

 

Küçük denememin ispatladığı gibi...

 

{y:i}Grazer 1 çalışıyor...

 

{y:i}ve sonuçlar elde edebiliyoruz.

{y:i}Üstelik tekrarlanabilir sonuçlar

 

{y:i}Bunu ispatlamak için...

{y:i}sanat şaheserimin küçük bir deneme
{y:i}daha yapmasını sağlayacağım.

 

{y:i}45 dakika içinde...

 

{y:i}Grazer 1 rahat atış yapabilecek noktaya
{y:i}gelir gelmez...

 

{y:i}uydu gücünün %98'ini kullanarak
{y:i}Pentagon'u vuracağım.

 

{y:i}Bu, orada olmadığını iddia ettiğiniz
{y:i}nükleer reaktörü havaya uçurmaya yeter.

 

Aşağılık herif.

{y:i}Radyoaktif sızıntı olacak.

{y:i}Bir felaket olacak.

 

{y:i}Şimdi yapacak işlerim var.

 

{y:i}Bir şeyi hatırlamanızı istiyorum.

{y:i}Orada çalışmadan önce
{y:i}hepinizden daha akıllıydım.

{y:i}Orada çalışırken de
{y:i}hepinizden daha akıllıydım.

{y:i}Ve hala hepinizden daha akıllıyım.

{y:i}Hoşça kalın.

 

Bu taraftan gitmemiş, yoksa onu mimlerdik.

 

Grazer 1'i zamanında bulma ihtimali nedir?

Paris üzerinden arayalım.

 

Tarama yapacağımız alanı düşünürsek...

Bu yüzden oraya uzay diyorlar.

Ne dedin evlat? Yüksek sesle söyle.

 

Şey...

 

şey dedim...

bu yüzden oraya uzay diyorlar...

 

çünkü alan geniş.

 

Çok teşekkürler.

Lütfen artık sus.

 

Şimdi nereye gidiyorsun?

Trenin ön tarafına.

Bakalım telsizi bulabilecek miyim?

Ortada dolaşma ve kendini öldürtme.

 

Emniyet açık...

sıkı tut...

hedef... ateş.

 

Evet, artık korksunlar benden.

Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Bu Donanma Madalyası.

Cesaret için verilir.

Bu babama verilmişti.
Casey Amcamda da iki tane var.

Evinde o kadar çok gizli madalyası var ki...

 

onları kimseye gösteremiyor.

Bu yüzden bize bir şey olmasına izin vermez.

 

Galiba o bir kahraman.

 

Trende kaçak var.

{y:i}Her yeri arayın.

Arama yapın.

 

Kaçağı bulduk mu?

{y:i}Hayır, hala arıyoruz.

Scotty, yukarısı temiz mi?

 

Arıyoruz.

 

Hiçbir şey yok.

 

Burada da yok.

Her yere baktınız mı?

Çıkıp tepeye de bakın.

 

Bu da ne?

 

Yukarıda!

Kahrolası herif yukarıda!

 

Ateş altındayız!

 

Yakalayın onu.

 

{y:i}Onu vurdum İlk vagonların oraya düştü

 

Buraya düştüğünü söyledi.

 

Burada kan var.

 

{y:i}Kız kaçağı öldürmüş.
{y:i}Lokomotifle ilk vagonun arasına düşmüş.

{y:i}Kesin emin misiniz?

{y:i}Herif resmen hamburger olmuş.
{y:i}Büyük ihtimalle parçaları raylara yayılmıştır.

 

Onu hallettik.

Ama aşağılık herif altı adamımızı öldürdü.

Sen burada kal, tamam mı?
Ben geri dönüyorum.

Dikkatli ol.

 

Bu adamların iyi olduğunu söylemiştin.

Kimdi o?

 

Aşağıda ne yapıyordu?

Bu adam manyak bir paralı asker.

Alabama'da bir savaş kampı işletiyordu.
Boya atan silahlarla oyun oynarlardı.

Tabii tüm hikaye bu değil.

Penn ve Dane arasındaki ilişki,
Körfez Savaşında yeniden ortaya çıktı.

Dane görünürde ölünce
ikisini de izlemekten vazgeçmiştik.

Evet, bunun farkındayız.

 

Aralarındaki bağlantıya dair delil yok.

 

Sana işin aslını anlatayım.

Bu, ClA'in ödevini yapmadığını gösteren
klasik bir örnek daha.

 

Efendim?

 

Son bir iki yıldır Penn
çok geniş bir iletişim ağı geliştirdi.

Kuzey Kore ve Amerika'da,
özellikle de Ortadoğu'da.

En iyi tahmin şu: eğer Dane'le birlikte
çalışıyorsa, işi yapacak parayı bulmuşlardır.

 

Ne diye elektriğe ihtiyacı olmuş ki?

 

Telefon!

 

Philippe'i ara, söyle yarın çalışacak.

Lanet olsun!

 

Bir dakika. Düşündüm de o dün çalışmıştı,
Antoine'ı ara.

Lanet olsun, vurulmuşsun.

Hayır, kurşun girmedi. Sıyırıp geçti.

 

Sen buna vurulmak mı diyorsun?

Bu vurulmak değil.

Bir bakalım.

Giriş kodu.

RAM Gigabyte bunu halleder.

 

Girdik. Evet, neyimiz var?

 

Telefonlar...

tarifler.

 

Tavuk silkme...

pudra şekerli meyve salatası.

Çok güzel.

 

Neredeyiz?

Şu anda tam buradayız.

 

Ve tam şurası, 320 km. ilerisi,
dağdan çıkacağımız yer.

Yaklaşık 4 saat boyunca telefonsuzuz, öyle mi?

 

''Ryback'in Taktikleri'' mi?

 

Kahrolası Casey Ryback mi?

Yüce Tanrım!

 

Kahrolası Casey Ryback de kim?

Casey Ryback, eski bir Donanma Özel Timi
yüzbaşısıdır, terörist uzmanıdır.

 

Benim öğretmenimdi.

Ondan iyisi yoktur.

En iyi sensin sanıyordum.

Kız kaçağı vurduğunda cesedi gördün mü?

Sadece kanları gördüm.
Ve bir tren altında kalırsan genelde...

 

Cesedi gördün mü?

Öldüğünü varsaydım.

Varsayım, bütün hataların anasıdır.

 

Herkesin treni didik didik aramasını istiyorum.

İçini dışını, vagon vagon.

Havalandırma boşluğu,
trenin altı, üstü, bagajlar.

Yani her yer aranacak! Hemen şimdi!

 

Bunu yapabilirim.

Bunu yapabilirim.

 

Yaşıyor mu dersin?

Aksi ispatlanana kadar, evet.

 

Adamlarının yarısını öldürmek dışında,
benim trenimde ne işi var?

Yolcu listesine bak. Biriyle birlikte mi görelim.

 

1 milyon dolarlık adamlarının
fazlasıyla yeteceğini söylemiştin.

Yeterliler. Bas şunu.

 

Hadi, çabuk Bobby!

 

Bacakların ayrıkken zaman öldürmek için
yanlış yeri seçtin.

Hayır, ben burada kalacağım.

 

Artı 1 .

 

Sevgilisi ya da bir çocuk olabilir.

Karısı falan da olabilir.

Karısı olsa artı 1 diye yazılmazdı.

Ne yani? Bir fıstık mı arıyorsun?

 

Bir yem arıyorum.

 

Bu da ne?

 

Bu sipariş listesi değil, bu...

 

Aman Tanrım.

 

Lanet olsun, bu kimin kanı?

 

Yemek vagonuna tekrar bakın.
Aşağıdaki barı kontrol edin.

 

Şimdi ne yapıyorsun?

 

Ne mi yapıyorum? Bir bomba yapıyorum.

 

Ne arıyor bu?

 

Beni.

 

Yemeğiniz.

 

Ben ne zaman harekete geçeceğim?

Rehineleri korumak için
pazarlık yapabilecek bir koz elde etmeliyiz.

 

Başkan, Başkan yardımcısı
ve adamları güvenli bir yere taşınsın.

Buna öncelik tanınacak,
panik yaratmamaya çalışın.

Fazla şansımız olduğunu sanmıyorum.

 

Merhaba canım. Benim.

Jamie'yi alıp
bu akşam Washington'dan ayrılmanı istiyorum.

 

Evet, annene git.

Ayrıca...

 

hayatım...

bunu kimseye söyleme.

 

Adın ne?

Zachs. Bobby Zachs.

 

Ama listede yoksun.

 

Personeldenim.

 

Üniforman nerede?

 

Ben aslında kaçak yolcuyum.

 

Donanma Madalyası.

 

Göz yaşı spreyi.

 

Hayır canım...

biber spreyi.

Sivillere satılır. Bir kere alışınca...

 

sadece sinüsleri temizler.

Al onu, gidelim.

 

Hayır, bırakın onu!

 

Neden benzine ihtiyacın var?

 

Ateşleyici olacak.

 

Tamam Bobby, sen asansöre gir.

 

Ben birine çağrı çekeceğim.

 

New York'tan Charleston'a kadar
bir yangın düşünsenize.

Bunu yapabiliriz.

 

''hapı yuttun''

 

Çatıya adam çıkarın!

İki tane aşağıya vagonlara gönderin!

 

Aşağılık herif havalandırmadan geçiyor!

Bilgisayar çöktü!

Bilgisayar çöktü!

 

Sen ve sen! Bagaj odasına inin!

 

Hadi! Yakalayın onu!

 

CD bende!

Hala aşağıda! Yakalayın!

Tamam, çık buradan!

 

Şimdi.

 

CD'yi almışlar!

 

Hedefleme CD'sini almışlar!

Hedefleme CD'si olmadan hiçbir şey yapamam!

 

Gidelim!

Kaçağı vurmayın.

{y:i}CD elinde.

 

Kımıldama aşağılık herif!

 

CD'yi ver.

 

Trenden atladılar.

 

Treni durdurun.

 

Geri git.

 

Bu tren...

o CD olmadan
20 tonluk değersiz bir metal yığını.

 

Dur!

 

Hadi, çabuk!

Kancayı buraya takın.

 

Sen burada bekle.

 

Emniyet açık...

 

sıkı tut...

 

Vurdum!

 

O kahrolası hamal.

 

Hamalı halledin!

 

Baş belası herif!

Penn, herifin suç ortağı var!

{y:i}Bir hamal, ama peşindeyiz.

 

{y:i}Onu da vurmayın.

{y:i}CD onda da olabilir.

{y:i}Kimsenin ateş etmesini istemiyorum.

 

Şu hamalı anlat bakalım.

 

Merhaba.

CD.

 

Onu bana ver.

Aşağıda.

 

Trenin altından nereye gitti?

 

İki vagon ileriye.

 

Siz hiç ders almayacaksınız.

 

Kımıldama!

 

Kahrolası ellerini havaya kaldır!

Kaldır da görebileyim!

 

Kahrolası CD nerede?

 

Cebim yırtılmış, düşmüş herhalde.

Bana palavra sıkma! Hemen CD'yi göster...

yoksa silahla kıçını delik deşik ederim!

Ceplerini boşalt!

Hemen!

Tamam dostum!

Ben daha çocuğum! Sana dedim ya...

-Hadi!
-Onu düşürdüm.

Cebim yırtılmış, her şey düşmüş!

Cebimde olan tek şey dostum, senin kıçın!

 

Hamalı hallettik.

 

Şans, hazırlıklı kafadan yanadır.

 

Lanet olsun!

 

Scotty, batıya gidiyoruz. Tam yol ileri.

 

Lanet olsun!

 

Galiba amcan sandığım kadar iyi değilmiş.

 

İşte yeniden bağlandın. Hadi işe koyul.

 

Önemli bir şey kaybetmemişiz.
Bu işi halledebilirim.

 

Burası Houston, Sükunet Merkezi,
20 dakika sonra her şey tamam...

ve...

 

geri sayım başladı.

 

Alçak herif, geri sayımı başlattı.

 

Williams.

 

20 dakika içinde Grazer'ın Washington'a
atış yapmasını sağlamayan uyduları eleyin.

Hepsini elememiz gerek.

-Sadece bir Pegasus kaldı.
-Pegasus'a ihtiyacımız yok.

Sonuncuyu bulduğumuz zaman
kendini imha mekanizmasını kullanacağız.

 

Bunu yapın.

Elemeye başla Williams.

 

-İhtimallerin 22 tanesini elemeyi başardık.
-Harika.

23 efendim.

 

Bir aşçının size mesajı varmış.

 

Çok acil olduğunu söyledi.

Pekala, dinleyelim bakalım.

 

Acaba Genelkurmay Bates orada mı
bulunuyor?

 

Evet, Amiral Bates konuşuyor.

{y:i}Sizin için bir faks geldi.

Okuyorum...

Amiral, muhtemelen sayıları 20'den fazla...

bir grup silahlı adam...

{y:i}Denver'dan Los Angeles'a giden
{y:i}Grand Continental trenini...

{y:i}ele geçirdi.

Trene...

{y:i}bilgisayarla bağlantılı çok güçlü
{y:i}uydu verici aletleri yerleştirmişler.

-Bu Dane!
-{y:i}Saldırganlar profesyonel...

-{y:i}ve tamamen silahlı.
-Grand Continental'in tam yerini bulun.

Mesajı kim gönderdi?

Casey Ryback efendim.

Casey Ryback mi? Casey Ryback o trende mi?

O trende ne işi olabilir ki?

Casey bu, Amiralim.

 

Yeğeniyle tatile çıkmıştı efendim.

 

En yakın hava saldırısı ünitesi ne?

Uçak gösterisindeki Stealth uçaklar.

Hemen silahlanıp yola koyulsunlar.

O trende 200'den fazla kişi var.

Anlıyorum evlat ama
Washington'da da 8 milyon insan var.

Eğer Casey Ryback 18 dakika içinde bir
mucize yaratamazsa, başka seçeneğim yok.

 

Stealth uçaklara haber verin.

 

Hayal kırıklığına uğradım.

 

Muhteşem Casey Ryback'le
teke tek dövüşmeyi dört gözle bekliyordum...

 

Tanrım, bu çok iyiydi.

 

Bunu o mu öğretti?

 

Yazık...

 

çok çok iyi olabilirdin.

 

O sigortamız, rahat bırak onu.

 

Ryback gitti, Dane.

 

Cesedini gördün mü?

 

Varsayım, bütün hataların anasıdır.

 

Fark etmez, nasılsa kız ölecek...

 

diğerleri gibi.

 

Ryback ölmüş olabilir de, olmayabilir de...

 

ama bu trende değil.

 

Bu kahrolası trene dönmek zorunda değildim.

 

Silahı at evlat.

 

At dedim!

 

Biliyor musun,
kendimi hiç acımasız biri olarak görmedim...

ama sen...

tıpkı bir hamamböceği gibisin!

 

O küçük böcek ortaya çıktığı zaman
ne yaparsın?

 

Onu ezersin, değil mi?

 

Sana söylediklerimi anlıyorsun,
değil mi garson parçası?

 

Ben hamalım...

garson değil.

 

Pekala Bay Hamal...

 

pek de cesursun.

Kararı sana bırakacağım, tamam mı?

 

Kurşunu görmek mi istersin...

 

yoksa arkanı dönmek mi?

 

Baksana...

 

bana yardım etmek ister misin?

 

Lanet olsun!

Sen gerçekten iğrenç bir herifsin!

Gidip canlarına okuyalım, tamam mı?

 

Harika.

 

Tebrik ederim beyler...

 

şu anda bir milyar dolar...

banka, peynir ve guguklu saatler diyarında
bizi beklemekte.

 

Tek yapmamız gereken...

{y:i}Washington'u havaya uçurmak.

Bahsettiği şey bu herhalde.

Bir sonraki durakta alınmanız için
gerekenler yapıldı.

İşbirliğiniz için teşekkürler.

 

Bu kısmen doğru sayılır.

 

Başka bir boyuta yolculuk ediyorsunuz.

Sadece ses ve görüntüde değil,
aynı zamanda zihinde de.

İleride bir tabela göreceksiniz.
Bir sonraki durağınız...

Karanlık bölge.

 

Tek bir yola taktığımı kim söylemiş?

 

Kent yanlış tarafta.

 

Doğru yoldan gitmiyoruz.

 

Bu hayalet kentin hep içinden geçerdik,
dışından değil.

 

Bizi nereye götürüyorlar?

 

Saat 8.00'de Nevada Petrol Ekspresi
buradan geçecek.

Farkındaysan diğer trenle çarpışacağız.
Bir şey yapmazsak hepimiz öleceğiz.

Lanet olsun, o kocaman bir trendir.

Önde 1,5 km. uzunluğunda
6 tane lokomotifi vardır...

ve içinde 800.000 galon benzin taşır.

 

Bunu yapmalarına izin vermeyeceksin,
değil mi?

 

Hayır, sihirli çantamı çıkartacağım...

 

ve o rehineleri kurtaracağız.

 

Bu Nevada Petrol Ekspresi.

İçinde 800.000 galon benzin taşıyor.

Onlarla bağlantı kuramaz mıyız?

Karanlık bölgede oldukları sürece hayır.
O kanyonlara sinyal ulaşmaz.

Ne zaman çarpışacaklar?
Bu bizim işimizi görür mü?

Çok yakında, ama pek sanmıyorum.

 

Yaklaşıyoruz efendim,
ama 11 ihtimal daha var.

Hepsini zamanında eleyebilir misin?

Hayır efendim.

 

Foxtrot hedefe kilitleniyor.

 

Bombacılara yeşil ışık yakın.

Anlaşıldı. Foxtrot hedefe ilerliyor.

 

Tanrı bizi affetsin.

 

Bir şey yaklaşıyor.

Kesikli bir sinyal, çok zayıf.

F-117'ler.

 

Stealth uçakları.

Bizi buldular.

Kahrolası Casey Ryback.

Vur onları.

Grazer'ı Washington'dan döndürmem gerekir.

Gereken rakamlar elimde yok.
Onları hedefleyemem!

Bütün rehineleri öldürecekler.

 

Titreşimler.

 

Grazer uçakları hareketlerinden bulabilir.

 

Uçarken havada titreşim yayarlar.

 

Alçak uçuş titreşimi. Onları böyle bulabiliriz.

 

İşte buradasınız...

Stealth'ler.

 

Bunları hedefleyebilirim.

 

Bayan!

İçeride ne yapıyorsunuz?

İki dakika çoktan geçti!

Biz iyi adamlarız, tamam mı?

 

Bir dakika. Sen nereye?

 

-Ayrıldılar.
-Sorun mu yaratır?

Onlar geçmeden
Grazer'ı Washington'a yöneltemem.

Çabuk çıkın, yoksa...

 

Sutyenimin teli koptu da.

 

Uğrunda ölünecek göğüsler ha?

Rehineler nerede?

Tamam, yukarıdalar!

 

Önce sen.

 

İyi geceler de, Gracie.

 

Vurdum.

 

Ryback rehine vagonlarına girdi.

Yine mi Ryback?

 

{y:i}ATAC, Foxtrot İki Hedefe kilitlendim
{y:i}Gittikçe yaklaşıyorum.

 

Ben çok iyiyim.

Tanrım!

 

Bana Başkanı bağlayın.

 

Şimdi yeğenimi almaya geliyorum.

 

Gel de al bakalım.

 

Niye Ryback'i buraya getiriyorsun?
Becerebilecek misin?

Galiba hapı yuttun ihtiyar.
Bence artık kaçma vakti geldi.

 

Anlamadım?

 

Hapı yuttuğumu düşünen başkası var mı?

 

Yok.

 

Vagonlar ayrılıyor!

 

Ne yapıyorsun?

Yardıma geliyorum.

Kahraman mı oldun?

Hayır, kahraman sensin.

Özgürüz!

 

Yardım etmek mi istiyorsun? Şu merdivene
tırman ve helikopterin kontrolünü al.

Sen delirdin mi? Oraya tırmanacağım ha?

İşe yaramayabilir, ama dene.

Sen nereye?

Kıza.

 

Sükunet, burası Serçe. Tam üzerinizdeyim.
Tamam.

Serçe, burası Sükunet.
Planlandığı gibi orada kal. Tamam.

 

Şu merdiveni biraz daha yaklaştırsana.

Görmüyor musun,
kahraman olmaya çalışıyorum!

 

Böyle daha iyi.

 

Sükunet, burası Serçe, ilk yolcuyu aldım.

 

Bir bok almadın! Hadi hallet şunu.

 

Orada neler oluyor?

 

Canına oku bebeğim!

 

Tatlım, ona uçmayı öğrettik, değil mi?

 

Tabii ki canım.

Şimdi ikimiz bu helikopteri
burada tutacağız, tamam mı?

Yoksa kahrolası beynini dağıtırım!
Anladın mı, canım?

 

Ryback'i bana bırak.

 

Sen bu teknik saçmalıklarla uğraş.

 

O benim.

 

Onu kendim halledeceğim, teke tek.

 

Hadi küçük hayalet uydularım,
bebeğimi saklayabilmem için yardım edin ki...

kahrolası Washington'u havaya uçurabileyim.

 

Sen git gırtlağını parçalat.

 

Benim öldürecek 8 milyon insanım
ve alacak bir milyar dolarım var.

 

Teşekkürler efendim.

Başkan ve diğerleri güvenli bir yere götürüldü.

Ama o kahrolası şeyi durduramazsak
milyonlarca masum insan ölecek.

Pegasus'u kullanacaksak şimdi kullanmalıyız.

Ama efendim...

 

hala 8 ihtimal var.

 

Seç birini evlat.

 

Hemen!

 

Kappa.

Teşekkür ederim. Hedef Kappa.
Ateşe hazırlanın.

 

Hayatım boyunca hiç kimseden korkmadım.

 

Ama senin amcan beni korkutuyor.

 

Ve bu hoşuma gidiyor.

 

Ya sen ve ben, ya da ben ve kız.

 

Bunu çok sıkı tut bir tanem
ve tek parça halinde kal.

 

Lanet olsun, ceketimi mahvettin!

 

Günaydın.

 

Mutfakta beni kimse yenemez.

 

Artık gitmem gerek. Bunlara ihtiyacım kalmadı.
İhtiyacım olan her şey...

burada.

Petrol Ekspresi bir dakika sonra burada olur.

İyi bir hayatın olsun.

Tabii kalanı boyunca.

 

Bir adım daha atarsan bu bombayı bırakırım.

 

Bırak o zaman.

 

Pegasus ıskaladı efendim.

Kappa değilmiş.

 

Aman Tanrım.

 

Beni vurmak bir işe yaramaz.

ATAC hayalet uydularımın arasından...

sen de şifreli programımdan geçemezsin.

Onu kapatabilmemin hiçbir yolu
yok mu diyorsun?

Hiç yok.

 

Bunu hiç düşünmemiştim.

Delta'ymış.

 

Hedefe kilitlendik.

 

Vurun!

 

Merdiven böyle kalsın.
Helikopteri de burada tut, tamam mı?

 

Sana hep güvendim.

Yo, her zaman değil.

 

Gerçekten çok duygusal bir an ama...

 

artık eve gidebilir miyiz Casey Amca?

 

Evet, burası 505 NM.

 

Efendim, bir mesaj geliyor, bağlıyorum.

Ben Casey Ryback.

{y:i}Rehineler güvende.

 

Turkish subtitles conformed by
SOFTlTLER